MAKALELER

AİLE Mİ DEDİNİZ? EVET AİLE…

Aile nedir sizce?

Anne, baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal kurum mu? Ya da birbirlerine kan bağıyla bağlı bireyler topluluğu mu? Veya bir vatandaşımızın tanımıyla, kişisel menfaatlerin bulunduğu, sürekli kavga halinde veya her an bu hale hazır olan, genelde son ve kesin kararın danışıksız olarak aile reisinin yani babanın elinde bulunduğu bir birim mi? Yoksa geleceğe umutla, güvenle bakabilmek için yetiştirilen varlıkların plasentası mı?

            Bilirsiniz, plasenta, bebeğin daha küçük bir hücre yığını halinden, doğumuna kadar içinde yaşadığı koruyucu bir organdır. Aile de böyle değilimdir dostlar? Kişinin ana rahmine düştüğü ilk andan, kişisel bağımsızlığına kavuşmaya hazır hale gelinceye kadarki zamanı içinde geçirdiği bir yuvadır aile.

            Bu anlamlı yuva, içinde yetişen çiçeklerle büyür, renklenir ve kokusunu yayar dört bir yana. Adeta bir gül bahçesi eyler bu mekânı. Bu güllerin bakıma, sevgiye, muhabbete muhtaç olduğunu bilen ve bu bilinçle davranışlarını sergileyen her ebeveyn elbetteki hem kendilerine hem de tüm insanlığa faydalı bir evlat yetiştirmenin o mükemmel duygusunu tadarlar.

            Türkiye, diğer ülkelerin imrenerek izlediği mükemmel bir değere sahip şu an. Bu değeri değerli kılmak da, değersizleştirmek de anne ve babalarımızın elinde, yüreğinde ve davranışlarında gizli. Ülkemizdeki yaşlı nüfus oranı sadece %4,1. Geri kalan % 95,9’unun içindeki % 36,2 si genç nüfusu teşkil ediyor. Bunu sayıya vurduğumuzda yaklaşık 26.245.000 genç beyine sahibiz. Bu azımsanmayacak bir rakam sevgili dostlar. Bir tek aydın insanın dahi bir yurdun bağımsızlığına kavuşmasına vesile olabildiğini düşünürsek bu kadar genç beynin neler yapabileceğini gelin siz hesap edin. Onlar medeniyetin eşsiz ruhunu kat kat yükselten yıkılmaz yapı taşlarımız olmalıdır; değerlerimizin enkaz altında yok olmasına sebep olan çürük taşları değil. Bunu sağlayacak olan da tabii ki sıcacık ilişkilerle yaşanılan yuvalardır.

            Sıcacık bir yuvanın, mutlu bir aile ortamının ve yalnızlığını savuracak şefkatli kucakların özlemini çeken nice çocuklara rastlıyoruz; gerek televizyonda ellerinde uyuşturucu, içki şişeleri, bıçaklar veya silahlarla, gerek de sokaklarımızda bir kapkaççı olarak ve daha birçok acı veren olaylar ve durumlar içinde…

            Ekranlarda göğüslerimizi kabartan, bir lokomotif misali insanlığa iyi işlerde önder olan ve büyük başarılar elde etmiş, kendisine özgüveni olan, güvenen ve güvenilen, davranışlarında tutarlı… gençlerimize de rastlıyoruz.

            ‘Bu iki grup da, aynı dünyanın insanları değil mi? Bu farklılıklar niye? ‘ gibi sorular sormaya başlıyoruz. Cevabı da zor olmasa gerek, değil mi? Gerekçesiz sevginin, sonsuz şefkatin ve güvenin zamanında aşılanıp aşılanmamasıyla ilgili elbette.

            ‘ Her dahi, aydın veya büyük başarılara imza atmış kişiler ailesinden sevgi, şefkat ve güven görerek mi bu duruma gelmiş?’ diye bir soru sorabilirsiniz. Elbette ki bu büyük kişilerin hepsi bu kadar şanslı değildi ve çoğu böyle ortamlarda yetişmemişti belki. Ancak bu insanları oyalayacak teknolojik araçlar o dönemlerde bulunmadığından veya az kullanılırlılığından, kendilerine daha çok zaman ayırabiliyor ve düşünmek için daha geniş zamanları oluyordu. Düşünmek, çalışmanın, üretmenin ilk adımı değil midir zaten? Bu yüzden aile ilgisi olmadığında, onu kötü alışkanlıklara sürükleyecek etkenler de kısmen azalmış oluyordu.

         Ama bu devir böyle mi? Teknolojinin limitsiz ilerlediği günümüzde gelişme amacına aracı olan aletler, oyalanmak, zaman geçirmek için amaçsız bir araç olmaktan başka bir şey olmamaya başladı nerdeyse. Elbette ki yararlı amaçlar için kullananlara sözümüz yürekten bir takdirdir. Ama evindeki kavga gürültüden kaçan, canı sıkılan çocuk dışarıda dolaşırken hemen karşısındaki bir internet kafeye ( cafe demek istemiyorum, güzel Türkçemiz varken) dalar. Hem de öyle dalar ki, nerdeyse çıkmak aklına bile gelmez. Önce oyunla başlar, masum birkaç oyun oynuyordur kendince. Ama dedim ya daldıkça dalıyordur. Bazı şeyler cazip gelmeye başlar zamanla. Orda hiçbir faydalı amacı olmayan arkadaş grubunun ağlarına takıldı mı, erken önlem alınmadığı takdirde yeni Ogün’lere, Yasinlere, Muratlara kapı açılmış olur. Allah muhafaza…!

         Biraz anlayış, sevgi ve şefkatin dile gelmesi, davranışa dökülmesi, güven veren güvenilirlik ifadeleri sıcacık bir yuvanın oluşturulması için yetmez mi sevgili dostlar? Bir harabeyi saraya çevirmez mi? Güzel bir gelecek için bunları sağlayacak sabır ve fedakârlığa da fazlasıyla değer. Öyleyse çatık kaşların yerini kocaman gülümsemeler alsın. Hayatın zorluklarına hep beraber bir set oluşturmak, toplumun yapı taşı olan aileyi yüceltmek ve gençlerimizi geleceğin neslini yetiştiren eğitimciler olarak yetiştirmek için, EL ELE VERME ZAMANI...

                                                                                                                      Sümeyye DEMİR





BİR İNEK, BİR BEYGİR, BİR EŞEK

*Dağda özgürce yaşayan bir inek, bir beygir, bir eşek, dağılıp insanların
arasına karışarak ne yaptıklarını öğrenmeye ve beş yıl sonra buluşmaya karar
verdiler. Her biri başka yöne yola çıktılar. *

Beş yıl sonra buluşma yerine önce *inek* ile *beygir* geldi.

Ikisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış,
adeta çökmüşlerdi.
*
Beygir* sordu: *"Nedir bu halin inek?.."*
*
Inek* iç çekerek anlattı:
*
"Bu insanlar merhametsiz.* *Beni durmadan birbirlerine sattılar.* *Alan
sütümü sağdı. Bir inek daha varmış, onu yanıma koyup çifte koştular, aç
bıraktılar.* *Canımı zor kurtardım be kardeş..." *

Sonra *beygir* anlattı:
*
"Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım.* *Üzerime
bindiler. O indi öbürü bindi, o indi öbürü bindi... Binmedikleri zamanlar
zincire vurdular... Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğimde
arkama kocaman bir araba bağladılar, bu sefer birçoğunu birden taşımaya
başladım. **Ben onları taşıdıkça kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım yav
inek kardeş..."
*
*

Ve uzaktan *eşek* gözüktü.
*
Eşek;* ıslık çala çala, taşlara tekme ata ata geldi. Mutluydu.

Şişmanlamıştı, tüyleri parlıyordu, gözlerinin içi gülüyordu, üzerinde
lacivert takımlar vardı.
*
Inek* ile* beygir, "Nedir bu halin, neler oldu"* diye merakla sordular, eşek
anlattı:
*
"Bir memlekete vardım, birisi bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu.* *Ben de
yüksekçe bir yere çıkıp bağırdım.* *Benim bağırmamı bilirsiniz, duyan benim
yanıma koştu, duyan koştu. **Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım..."*
*
"Sonra?*.."
*
"Sonra beni başkan seçtiler..."

"Yani sen başkan mı oldun?.."

"Evet... Bir şey yapmama gerek kalmıyordu, ben bağırdıkça onlar 'Memleket
seninle gurur duyuyor' diye alkışladılar. Yiyecek birçok şey vardı. Ben ise
yedim ve bağırdım, yedim ve bağırdım..."

"Pekiii... Senin eşek olduğunu anlamadılar mı?..."*
*
Eşek* *yanıtladı:* *"Anladılar anlamasına da iş işten geçmişti..." *

 

 
 
ŞİİR

ŞİİR HAKKINDA HERŞEY

::SİTENE EKLE::

TAKVİM Myspace Stuff

Calendar Provided By : SeekCodes.com


01 ADANA
02 ADIYAMAN
03 AFYON
04 AĞRI
05 AMASYA
06 ANKARA
07 ANTALYA
08 ARTVİN
09 AYDIN
10 BALIKESİR

11 BİLECİK
12 BİNGÖL
13 BİTLİS
14 BOLU
15 BURDUR
16 BURSA
17 ÇANAKKALE
18 ÇANKIRI
19 ÇORUM
20 DENİZLİ

21 DİYARBAKIR
22 EDİRNE
23 ELAZIĞ
24 ERZİNCAN
25 ERZURUM
26 ESKİŞEHİR
27 GAZİANTEP
28 GİRESUN
29 GÜMÜŞHANE
30 HAKKARİ

31 HATAY
32 ISPARTA
33 İÇEL
34 İSTANBUL
35 İZMİR
36 KARS
37 KASTAMONU
38 KAYSERİ
39 KIRKLARELİ
40 KIRŞEHİR

41 KOCAELİ
42 KONYA
43 KÜTAHYA
44 MALATYA
45 MANİSA
46 KAHRAMANMARAŞ
47 MARDİN
48 MUĞLA
49 MUŞ
50 NEVŞEHİR

51 NİĞDE
52 ORDU
53 RİZE
54 SAKARYA
55 SAMSUN
56 SİİRT
57 SİNOP
58 SİVAS
www.seninininternetin.tr.gg 59 TEKİRDAĞ
60 TOKAT

61 TRABZON
62 TUNCELİ
63 ŞANLIURFA
64 UŞAK
65 VAN
66 YOZGAT
67 ZONGULDAK
68 AKSARAY
69 BAYBURT
70 KARAMAN

71 KIRIKKALE
72 BATMAN
73 ŞIRNAK
74 BARTIN
75 ARDAHAN
76 IĞDIR
77 YALOVA
78 KARABÜK
79 KİLİS
80 OSMANİYE
81 DÜZCE

Insanin En Hayirlisi Insana Hayri Dokunanidir

Sitene Ekle

SOHBET
Get your own Chat Box! Go Large!
TV (Televizyon)
www.seninininternetin.tr.gg
 
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol